ÇEVRESEL FAKTÖRLER
Her ne kadar herkes aynı ortamda öğrenebilir diye
düşünülse de kişilerin öğrenme ortamındaki ihtiyaçları birbirinden oldukça
farklı olabilir. Öğrenmenin gerçekleşeceği fiziksel çevre ile kişisel
ihtiyaçlar örtüşmediğinde ortaya çıkan stres, kişinin odaklanma ve öğrenme
performansını düşürür hatta engeller. Çevresel faktörler öğrenme performansını
etkiledikleri araştırmalarla tespit edilen 4 elementten oluşmaktadır.
SES
Öğrenme ortamlarının sessiz olması gerektiği yönünde
genel bir yargı vardır. Hâlbuki bu herkes için geçerli değildir. Bazı insanlar
öğrenirken, odaklanırken sessiz bir ortama ihtiyaç duyarlar, bazı insanlar ise
ses bulunan ortamlarda daha üretkendirler. Sessiz ortamlarda rahatsızlık
hisseder, odaklanmakta güçlük çekerler.
Sessizlik İhtiyacı
Özellikle yeni ve zor bir bilgiyi öğrenirken rahatsız
edilmeyecekleri sessiz ortamları tercih ederler ve böyle ortamlarda daha
verimli sonuçlar elde edebilirler. En ufak seste rahatsız olurlar, dikkatleri
dağılır ve tekrar odaklanmakta zorlanabilirler, çalışmalarının süresi
uzayabilir. Daha rutin ve basit faaliyetlerde sesten bu kadar etkilenmeseler de
sessizlik ihtiyacı biyolojik bir gereksinim olup, kolaylıkla değişebilen bir
özellik değildir. Ev ortamında aile fertlerini sürekli sessiz olmaları için
uyaran, sınıfta arkadaşlarının çıkardığı seslerden, fısıltılardan
rahatsızlığını sık sık dile getiren çocuklar sessizlik ihtiyacı olan çocuklardır.
Sınıf ortamında kapı, pencereden ve içsel konuşması olup mırıldanan çocuklardan
uzak, daha sessiz bir yerde oturtulmaları verimlerinin artmasını sağlayabilir.
Aynı şekilde ev ortamında da çalışabileceği sessiz bir ortam sunulması iyi
olacaktır.
Ses İhtiyacı
Çevredeki olağan sesler dikkatini dağıtmaz, aksine
odaklanmasını kolaylaştırır. Öğrenme ortamı çok sessiz olduğunda kendini gergin
hissederler, ses ihtiyacını gidermek için kendisi ses çıkarır. Ses ihtiyacı
biyolojik bir ihtiyaçtır, bu özellik kolaylıkla değişmez. Çalışırken sözsüz
müzik dinleyebilirler. Öğretmenin sınıf içinde dolaşırken çıkardığı ses, evde
oturma odasına yakın bir yerde çalışmak, çok sessiz olduğunda öğrendiği konu
ile ilgili konuşmak; bu kişilerin öğrenirken daha rahat hissetmelerini sağlar.
IŞIK
Öğrenme ortamında verimi etkileyen faktörlerden bir
tanesi de ışıktır. Bazı kişiler iyi aydınlatılmış ortamlarda öğrenmeyi tercih
ederken bazıları ise loş ışıklı ortamlarda öğrenmeyi tercih ederler.
Parlak Işık
Parlak ışık tercih eden kişiler biyolojik olarak iyi
aydınlatılmış öğrenme ortamlarına ihtiyaç duyarlar. Parlak ışıklı ortamlarda
dikkatini daha kolay toplar. Bu yüzden ihtiyaç duyuyorsa ek aydınlatma araçları
kullanmak, gün ışığını daha iyi alan pencere kenarı gibi yerleri tercih etmek,
çalışma kağıdı olarak ışığı iyi yansıtan parlak renkli çalışma kağıtları seçmek
öğrenme konusunda motivasyonunu arttırabilir.
Loş Işık
Öğrenme ortamında loş ışık tercih eden kişiler,
biyolojik olarak ışığın doğrudan gelmediği ortamlarda daha verimli olurlar.
Işık parlak olduğunda odaklanmakta zorlanır, gözlerini sık ovuşturabilir ve
zaman zaman baş ağrısı çekebilirler. Yapılan araştırmalarda, öğrenme
ortamındaki parlak ışığın bazı kişilerde hiperaktiviteye ve huzursuzluğa sebep
olduğu gözlemlenmiştir. (Dunn, Krimsky, Murray &Quinn,1985) Çalıştığı
ortamda ışığı azaltmak, ışığın doğrudan gelmediği, pencereden uzak yerlerde
çalışmak, çalışma kağıtlarında daha yumuşak ve mat renkleri tercih etmek
çalışmadaki verimini arttırabilir.
SICAKLIK
Ortamdaki ısı miktarı kişilerin öğrenme performansını
etkiler. Bazı insanlar öğrenme ortamlarının sıcak olmasını isterken bazıları
serin bir ortamı tercih ederler. Anne-baba ya da öğretmen olarak çocuğun
hissettiği sıcaklığın bizden farklı olabileceğini akıldan çıkarmamak gerekir.
Kendisi üşüyen bir anne ders çalışırken camı açma ihtiyacı duyan çocuğuna
müsaade etmeyip camı kapatmak isteyecektir ve bu da zaman zaman çatışmalara
neden olabilir.
Serin
Biyolojik ihtiyacı gereği serin bir ortamda çalışmayı
tercih eder. Serin ortamlarda kendini daha dinç ve zinde hissederken, sıcak
ortamlarda öğrenmedeki verimi azalır. Sıcak ortamlarda uykusu gelebildiği gibi
dikkat süresi de azalır. Bu kişilerin öğrenme ortamlarının havalandırılması,
kapı ya da pencere kenarı gibi hava akımının olduğu yerlerde oturmaları
gerekir. Sıcak tutacak kıyafetler onu bunaltacağından hafif kıyafetler giymesi
öğrenirken kendini daha iyi hissetmesini sağlayacaktır. Özellikle de ergenlik
döneminde öğrenme sürecinde daha serin ortama ihtiyaç duyulabilir.
Sıcak
Sıcak bir ortamda çalışmayı tercih eden kişiler, sıcak
bir ortam sağlandığı zaman çalışırken kendilerini daha rahat hisseder ve
gerilimlerini azaltır, daha uzun süreli odaklanabilir, verimliliği artar,
çalışmanın kalitesi yükselir. Bulundukları ortam serin olsa bile kendilerini
sıcak tutacak şekilde giyinmeleri gerekir. Sıcaklığa uyum saplamak açısından
kat kat giyinmek iyi bir yoldur. Yanlarında kendilerini sıcak tutacak yedek
eşya bulundurabilirler. Kapı ve pencerelerden uzak, sınıfın ya da odanın merkezi
bir yerinde oturabilirler. Eğer bulundukları ortam soğuksa, zihinsel
enerjileri, sıcak kalmak için duydukları fiziksel ihtiyacını dengelemek zorunda
olduğu için üst düzey düşünme becerileri sınırlanabilir.
OTURMA DÜZENİ
Kendilerine uygun bir oturma düzenine izin verilen bir
öğrenme ortamında(formal ya da informal), kişilerin öğrenme ve test
performansında anlamlı bir yükseliş olduğu çeşitli okullarda yapılan
uygulamalarda gözlemlendi. Okul ve evde öğrenme ortamında yapılacak küçük
düzenlemeler kişinin daha iyi bir performans sergilemesine yardımcı olacaktır.
Formal Oturma Düzeni
Öğrenme ortamlarında formal oturma düzenini tercih
eden kişiler dik bir sandalyede oturarak masada çalışmayı tercih ederler. Bu
tarz oturma düzeni sayesinde daha uzun süre odaklanabilirler ve başarıları
artar. Öğrenme ortamlarındaki klasik oturma düzeni genellikle bu şekildedir.
Birçok anne baba, çocukları okula başladığı zaman odasına çalışmasına yardımcı
olmak için sandalye ve masa alır. Eğer çocuğun tercihi formal oturma düzeni ise
bu şekilde çalışmaktan mutlu olacaktır.
Informal Oturma Düzeni
Öğrenme ortamlarında informal oturma düzenini tercih
eden kişiler yumuşak mobilyaları tercih ederler. Onları çoğu kez yumuşak, rahat
bir sandalyede oturmuş ve ayaklarını masaya uzatmış olarak ya da yerde bir
minderin üstünde otururken, kanepeye uzanmış çalışırken görebilirsiniz. Bu
oturma düzenine sahip çocuklara anne babaları her ne kadar masa başında
çalışmaları için ısrar etseler de, sert bir zeminde oturarak çalışmak onlar
için verimsiz olacaktır çünkü formal düzende çalışmaya zorlandıklarında
odaklanma süreleri azalacak ve kendilerini huzursuz hissedeceklerdir. İnformal
oturma düzenini bulmadıkları öğrenme ortamlarında sandalyeleriyle sağa sola
sallandıklarını, ayaklarını altlarına alarak kendilerine daha rahat bir oturma
düzeni sağlamaya çalıştıklarını görebilirsiniz. Unutulmamalıdır ki, vücudun
%75’inin ağırlığının yüklendiği sert bir sandalyedeki oturma düzeni herkes için
uygun bir öğrenme ortamı sağlayamaz. Özellikle de, kalça yapılarından dolayı
erkek çocukların sınıftaki hareketlilik ve huzursuzluklarına klasik oturma
düzeninin etkisi olduğu görülür.
2 yorum:
slm yazdığınız makale çok işime yaradı paylaşımınız için teşekkür ederim
Ben teşekkür ederim, takipte kalın : )).
Yorum Gönder